TARİHİN RÜZGAR GİBİ ESTİĞİ KASABA MELEKLİ...
MELEKLİ KASABASI...

MELEKLİDE TARIM VE HAYVANCILIK



melekli kasabasının sembol ürünü iğde, ığdır köylerinde en çok iğdenin yetiştiği köy meleklidir 

İĞDE:  (Elaeagnus), bir tür meyve ve bu meyveyi veren İğde ağacı türlerine verilen genel addır. Azotu kökünde depolayabilme özelliği sayesinde en verimsiz topraklarda dahi yetişir. Ayrıca kuraklığa dayanıklılığı sebebiyle pek çok türü erezyonla mücadele de kullanılabilmektedir. Yaz kış yeşildir ve yapraklarını döker. Türkiye'de özellikle Güneydoğu ve İç Anadolu bölgesinde yetişir. Bağ ve bahçe kenarlarında çit bitkisi olarak da kullanılır. Böbrek rahatsızlığı olan kişilere bolca yemeleri tavsiye edilmektedir. Meyveleri zeytin büyüklüğünde ve sarı-kahverengi olup, yenilebilir. Bağırsak bozukluklarını ve ağız pasını gidermek için de kullanılır.                 En yaygın ve kültüre alınmış türlerden biri kuş iğdesidir (Elaeagnus angustifolia) ve bunun aşılı çeşitleri iri meyveli olup sultan iğdesi adıyla tanınır


İĞDENİN FAYDALARI
Anadolu'da, türkülere konu olan iğde ağacının meyvesi, ishal, idrar yolları ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi gelirken, kokusunun ise zihni açtığı belirtiliyor.


İğde, halk arasında başta bağırsak bozuklukları ve ağız pasını gidermek için kullanılırken, ishali de önlüyor. Bu lezzetli meyvenin çiçeklerinin kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmesinin egzama, öksürük ve bağırsak bozukluklarına iyi geldiği belirtiliyor. İğde ağaçlarının ayrıca, haziran ayı başlarında açtığı çiçeklerini koklamak da zihne kuvvet ve açıklık verdiği kaydediliyor

İĞDE ÇİÇEĞİNİN FAYDALARI
İğde  Iğdır köyleri arasında en çok melekli beldesinde yetiştiği bilinir, baharla birlikte çiçek açar, çiçekleri kokulu, meyveleri lezzetli ve unumsudur. 
Çiçek ve Meyveleri, Egzamadan yüzdeki siyah lekelere, sivilcelere, bağırsak iltihaplarına, sindirim bozukluklarına karşı çok iyi gelir.

İğde çiçekleri toplanır ve 10 dakika kaynatılır, her akşam yatmadan önce egzama olan bölgeye sürülür, iyi bir antiseptiktir. İğde meyveleri zihin açıcı ve bağırsak iltihaplarına karşı çok etkilidir, ishali önler. Böbrek rahatsızlıklarına iyi geldiği bilinir. 
İğdenin kabukları soyulup unumsu meyvesi ılık suda bulamaç haline getirilir ve cilde sürülür, yüz ve boyun bölgelerinde ki siyah noktaları, sivilceleri yok eder. yatmadan önce maske halinde yüze ve boyun bölgesine tatbik edilmeli ve sabah yüz ve boyun bölgesi kükürtlü sabunla yıkanmalıdır. 

MELEKLİ HALKI  BU ÜRÜNÜN PAKETLEYEREK PAZARA SUNMASI HALİNDE BELDE EKONOMİSİNE BÜYÜK BİR KATKI SAĞLAYACAĞI, AYRICA İLK BAHARDA BELDEMİZE HEM KOKUSU HEM ÇİÇEKLERİYLE GÜZELİK GETİRMESİ AÇISINDAN MELEKLİ BELEDİYESİNDEN KASABANIN BİR ÇOK MUHTELİF CADDE VE SOKAKLARINA İĞDE AĞACININ DİKİLMESİ İÇİN ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ.

KAVUN ÜRETİMİ

ığdır köylerini tarım alanında sınıf sınıf ayırmamız mümkündür tarım ürünlerinde her köyün bir branşı vardır her köy kendi ürün dalında artık uzmanlaşmış ve kendi ürününü ığdır ve doğuanadolu bölgesinde bir marka haline geitmiştir, mesela soğan deyince akla ilk gelene haveyis, lahana deyince akla gelen yaycı alkamerli, salatalık deyince karakoyunlu, pamuk deyince taşburun, üzüm denince necefali, kadıkışlak, karpuz denince alkızıl, şeftali denince çalpala kiti, domates denince küllük akla gelmektedir.
melekli yöresine has tarım ürünlerinin başında melekli kasabası gelmektedir, melekli kavun ürününde doğuda marka haline gelmiş melekli ekonomisine en büyük katkı sağlayan ürünlerden biridir, ığdır ve çevresinde kavun tetiştiriciliğini en güzel yapan melekli çiftçisidir.



  

MELEKLİ KASABASI SERACILIKTA ÖNCÜ OLDU
IĞDIRDAKİ MARKET MANAV VE BAKKALARIN SEBZE İHTİYACININ ÖNEMLİ BİR KISMINI KARŞILAYAN NAZIM AKIN İŞİNDEN ÇOK MEMNUN OLDUĞUNU SÖYLEDİ.
6 yıl önce Melekli belediyesinin katkıları ve öncülüğünde biogaz yöntemiyle yapılan seracılık gün geçtikçe Melekli beldesinde önemli bir geçim kaynağı olmaya başladı, Meleklide seracılığın öncülerinden biri olan Nazım Akın "Üretmek kadar güzel bir şey olamaz" dedi.

Seralarında başta altın çilek olmak üzere marul, kıvırcık, domates, salatalık, sivri biber, soğan, roka, maydanoz gibi sebzeler ürettiğini söyleyen Nazım Akın, yaptığı işten büyük bir zevk aldığını belirterek, "Üretmek kadar güzel bir şey olamaz. Hem üretiyoruz, hem kazanıyoruz. Ama seralarımızı, diktiğimiz ürünleri çok iyi bakıyoruz. Sulamada damla sistemini kullanarak hem seraların tahrip olmasını önlüyorum hem de ürünlerin su ihtiyacını sağlıklı bir şekilde karşılıyoruz" dedi. 
Nazım Akın, örtü altı tarımının artık bir zorunluluk olarak ortaya çıktığına değinerek, önümüzdeki yıl seracılıkta daha geniş kapsamlı bir proje hazırladıklarının vurgulayarak, "Bu doğrultuda Melekli beldesi hem il merkezine yakınlığı hemde verimli arazilerin oluşu nedeniyle seracılık açısından en müsait yerdir. Bu nedenle beldemizde seracılığın dahada yaygın hale getirilmesini amaçlıyoruz. Belirlediğimiz hedeflerimizi tutturduğumuzda hem atıl haldeki tarım arazileri değerlendirilmiş olacak, hem de çiftçilerimize yeni bir gelir kapısı açılmış olacaktır" dedi.

 



KÖME VE PESTİL ÜRETİMİ
Ana hammaddesi ''dut'' olan pestil ve köme Türkiye'de, hatta yurt dışında tutulan bir lezzet haline gelmiştir
15 yıl öncesine kadar kışlık çerez olarak evlerde yapılan pestil ve köme, son yıllarda ekonomik anlamda lokomotif ürünleri arasında yer alıyor.
Mevsimine göre yaş veya kurutulmuş olarak kullanılan ve gıda sektöründe ''sarı altın'' olarak adlandırılan dut, belirli maddelerle karıştırılarak pekmez ve pestil ile kömenin ortaya çıkmasını sağlıyor.
 


PESTİL VE KÖME NASIL YAPILIYOR?-İşletmelerde, pestilin üretim aşaması şu şekilde gerçekleşiyor:          ''Üretim yaş haldeki dutla yapılacaksa kaynatma aşaması öncesi su ile yıkanan dutlar, kazanlarda 2-4 saat arasında kaynatılıyor. Bir gecelik soğutma aşaması sonrasında özel torbalara alınan pişmiş dutun suyu çıkarılıyor. Pişme suyu ile birlikte diğer hammaddeler olan bal ve süte yan ürün olarak un katılıyor.    Belli bir akışkanlığa ulaşan ve 'herle' adı verilen sıvı, yüksek sıcaklıkta ikinci kez ışıl işleme tabi tutuluyor. Tadını ve akışkanlığını kazanan 'herle'ye, ufak parçalara ayrıştırılmış fındık veya ceviz ekleniyor.      Kaplarla taşınan pestil sıvısı, özel kumaşlar üzerine serilerek ince bir tabaka haline gelmesi sağlanıyor. Bir günlük doğal kurutmanın ardından pestil, bezden ayrılıyor. Yırtılmadan kağıt gibi yarı şeffaf elde edilen pestil, ikinci kurutma sonrası paketleme ünitesi için katlanmaya başlanıyor.''Pestil ile aynı hammaddeyi paylaşan köme ise iplere büyük ceviz parçalarının dizilmesiyle yapılıyor.    İpteki cevizler yüksek sıcaklıktaki hammadde kazanlarına sokularak çıkartılıyor. Birkaç günlük birinci doğal kurutma ardından ikinci batırma işlemi yapılıyor. Son kurutmanın ardından köme de pestil gibi tüketicisi ile buluşmaya hazır hale geliyor.


 

melekli yöresine ait kızıl gül



melekli yöresine ait siyah karpuz


melekli yöresine ait sarıkarpuz






yer alması

organik fındık domates













melekli76.tr.gg