TARİHİN RÜZGAR GİBİ ESTİĞİ KASABA MELEKLİ...
MELEKLİ KASABASI...

tarihi ve turistik yerleri

 

 
MELEKLİ TARİHİ : 
 bugüne kadar yapılan çeşitli arkeolojik ve prehistorik (tarih öncesi) araştırmalar, bölgedeki yerleşmelerin insanlık tarihi kadar eski olduğunu, bölgenin bir çok medeniyete ve uygarlığa beşiklik ettiğini ortaya koymaktadır. Iğdırın Melekli Beldesi Kültepe mevkiinde bulunan kara obsidiyen taş aletlerle, çakmak taşından yapılmış aletler, mezolitik (yontma taş) devrin bölgede de yaşandığını göstermektedir. Iğdır (Melekli) ile ilgili olarak bugüne kadar yapılan çeşitli arkeolojik araş
tırmalar sonucu, Iğdır bölgesine ilk yerleşen kavim Orta Asya'dan (M.Ö. 4000) tarihinde gelen Hurriler'dir. Asyanik adı altında isimlendirilen bu toplulukla birlikte gelen diğer kavimler önce insanlık açısından önemli olan polan madenleri ve yazıyı keşfetmişlerdir. Selçuklular, Kayılar gibi bir çok Türk Boyuna ev sahipliği yapan Melekli Urartular Moğollar, Çingizler, İlhanlılar Celayırlılar, Karakoyunlular Akkoyunluların hakimiyetine girmiş, ayrıca Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan ve selçuklu hükümdarı Melikşah’ a da kışlak merkezi olmuştur. Yukarıdanda anlaşılacağı gibi 5000 yıllık bir tarihi olan melekli beldemizin tarihini korumalı bu hususta açık hava müzesi , kültür sanat galerisi gibi çalışmalar yaparak meleklinin tarihini gelecek nesillere aktarmalıyız.
 
 
 
 
 

 
 
 
 
 
 
MELEKLİ KAYA MEZARLARI :Melekli Beldesi Kasımtığ tepe Dinazor tepesi ve Rusun bucağı diye adlandırılan mevkide bulunan bu Kaya mezarları, kayaların fiziki yapıları uygun olan yerlere kayalar dizine haline getirilerek yada  oyularak mağara şeklinde yapılmıştır,Ölen kişinin mezarına, öbür dünyada kullanması için eşyalar, kıymetli armağanlar bırakılmıştır. Mezar mimarileri de, kişilerin yaşamlarındaki standarda göre farklılaşmıştır, Hayattan ayrılan kişinin ekonomik ya da siyasi gücüne göre hazırlanan bu kaya mezarlara melekli beldesi leçelik bölgede rastlamanız mümkündür. 

 
 
Ali Ekber TUFAN (Ramazan) Anıtı: ığdır merkeze bağlı melekli beldesindnde bulunan bu anıt 1918 yılında sürmeli çukurunda kurulan ARAS TÜRK HÜKÜMET’inde milletvekili olarak görev alan Ali Ekber TUFAN adına yapılmıştır. Anıt ığdır merkezden 3 km uzaklıkta olup görmeye değer bir yerdir ayrıca anıtın bulunduğu mezarlık arkasında yaklaşık 1500 yıllık eski melekli kabristanınıda koçbaşlı mezar taşları ve diğer eski kalıntıları da görmeniz mümkündür.

 
 
 
DÜNYA DİNLERİNİN ANASI IĞDIR AĞRI DAĞI : 
Müslüman , Hiristiyan, Katolik, Zerdüşt, Ateşperest gibi bir çok dinin ve medeniyetlerin merkezi olarak bilinen Ağrı Dağı, çeşitli geleneklerde farklı şekilde adlandırılmıştır. Yakut dilinde “Ağr”, İranlı’larda “Kûh-ı Nûh”, Araplar’da Büyük Ağrı’ya “Cebelü’l-hâris”, isimleri verilmiştir. Ermeniler bu dağa “Massis” veya “Masik” derken, bu dağın dört bir etrafında asırlardan beri yaşayan (Tebriz Maku Nahçivan Erivan, Kars, Iğdır) gibi eski Azerbaycan Türkleri bu dağ çift olduğu için karı kocaya benzeterek büyüğüne ER (koca) küçüğüne ise ARVAT (avrat) ERARVAT yani karıkoca ismini vermişlerdir, Batı coğrafyacıları bu dağa “Ararat” demektedirler.




 
MELEKLİ ANIT VE MÜZESİ :
Iğdırın Melekli Beldesinde bulunan bu anıt 1.3 Hektar alan üzerine oturtulmuştur. Yerden yüksekliği 43.50 metredir. Halen Türkiye’nin en yüksek Anıtıdır. Alt kısmı 350 m alanı ile Müze üst kısımı 5 kılıçtan oluşan Anıttan ibarettir.Anıtın kılıçlarının granitleri Çin’den, diğer mermer, granit, taş, seramik gibi malzemeler Türkiye’nin diğer bölgelerinden getirilmiştir.Çanakkaledeki Şehitlik Anıtı ile, paralellik arz eder. En eski Türk Devletinden Cumhuriyetimize kadar geçen evre kılıçların kabzalarında tunç döküm rölyeflerle anlatılmaya çalışılmıştır.Arkasındaki Ağrı Dağı ile bir tablo oluşturur. 



 
ZERDÜŞ TAPINAĞI: Melekli beldesi Kültepe mevkiinden başlayıp Korhan yaylası ve Ahura buzuluna  kadar uzanan leçelik alanda bu tarihi yapıtlara sıkça rastlamanız mümkündür, yapıtlar hakkında resmi kaynaklarda herhangi bir bilgi belgeye rastlanılmamakta olup, yöre halkı tarafından eski ateşperest Türklerden kalma zerdüşt tapınma merkezleri olarak adlandırılmaktadır,

ZERDÜŞ TAPINAĞI: Ağrı dağı korhan yaylası mevki Ahura buzulu aşağısında   bu tarihi yapıtlara sıkça rastlamanız mümkündür, yapıtlar hakkında resmi kaynaklarda herhangi bir bilgi belgeye rastlanılmamakta olup, yöre halkı tarafından eski ateşperest Türklerden kalma zerdüşt tapınma merkezleri olarak adlandırılmaktadır,
ZERDÜŞTLÜK: Dinler arasında, tek tanrı inanışına yer vermesi bakımından, en dikkat çekicisi Zerdüştilik 'tir. Bu din, adını kurucusundan alır. Bu dine, dayandığı tek tanrı Ahura Mazdah 'a nispeten “Mazdeizm” de denirzerdüştlük dinini kısaca 3 kelimeyle özetlemek mümkündür İyi düşün, İyi konuş, İyi işler yap. Zerdüştlerin sayısı Bugün 40.000 'ni İran 100.000 'i Hindistan 'da olmak üzere yaklaşık 200.000 kadar olup geriye kalan büyük bölümü İngiltere, ABD, Pakistan, Kanada’da yaşamaktadır. Zerdüşt 'ün doğumu, M.Ö. 570 olarak tahmin edilmektedir. Zerdüşt, İran dinleri üzerinde önemli bir etki bırakmıştır. Tektanrılı bir inanç telkin ettiği için onu bir peygamber olarak kabul edenler bulunduğu gibi, ona bir hakim veya şaman olarak bakanlar da vardır. Gatha 'lar diye adlandırılan kutsal metinler ona dayandırılır.
Zerdüşt, Yüce Tanrı olarak telkin ettiği Ahura Mazdah ile yakın irtibatı bulunduğunu ilan etti. Ona göre alemlerde mücadele eden, İyilik ve Kötülük diye adlandırılan iki asli ruh (ilkine “Spenta Mainyu”, ikincisine “Angra Mainyu” denilir) var idi. Ahura Mazdah 'ın bu iki ruhla alakasını bugün pek iyi bilemesek de O, iyilikle beraberdir. İnsanoğlu, bu iki ruh arasından birini seçmeye mecburdur ve seçimi onun kaderini etkileyecektir.

  
 ZERDÜŞTLÜKTE ATEŞ KÜLTÜAteş Zerdüşt dini inancı tarafından kutsal olarak kabul edilmektedir.Ateş Zerdüştizm ´de çok önemli bir yere sahiptir. Avesta ´ya göre ateş tanrı Ahura Mazda ´nın ruhu ve oğludur.
Esas olarak ateşe üç anlam veriliyordu veya bu anlamlarda ateş kutsanıyordu. Ateşin başlangıcı olarak ev ateşi yani ocak ateşi kabul ediliyordu. İkincisi kurbat ateşi olup, bu ateş devamlı yanan ve kötülükleri uzaklaştırandır. Üçüncüsü ise halk topluluklarınca meydanlarda yakılan ve etrafında eğlenilen,aynı zamanda ateşle temasa gelerek veya bu ateşin içinden geçerek suç ve günah işlemiş olanlar, kime karşı suç veya günah işlemişse onun yakacağı ateşin içinden yürüyerek kendini temize çıkarması günahını veya suçunu affettirmesi, yani kendisinin suçsuz ve günahsız olduğunu ispatlaması geleneği bakımından önemliydi. Iğdır ve çevresinde ateş kutsal sayılmakta olup ateşe küfredilmez, su ile söndürülmez, tükürülmez gibi geleneklerin temelinde Zerdüştlük inancının gelenekleri yatmaktadır. Zerdüşlük inancına ilişkin İslamköyden Melekli beldesine kadar uzanan Ağrı dağı etekleri leçelik alanda Zerdüştlükten kalma bir çok eski Ateşgah’lara yani tapınma merkezlerine rastlamanız mümkündür.

meleklide kaya üstüne çizili ş
MELEKLİ ŞAHMARAN TEPESİ:     Iğdır merkeze 5 km uzaklıkta İran, Nahçivan, Ermenistan, yolu üzerinde bulunan bu tepe tarihi açıdan oldukça önem arz etmektedir. Yöre halkı tarafından anlatılan efsanelere göre yılanların şahı ŞAHMARAN' ın yöre halkından olan Atebyle yaşadığı aşk bu tepede geçmiştir, ayrıca tepenin altında uçsuz bir mağara bulunmaktadır Şahmeranın yaşadığına inanılan tepe altındaki mağara 2002 yılında yüzeysel olarak üstü kapatılarak doldurulmuştur. Melekli belediyesi ve Iğdır Akut kulübü tarafından çevre düzenlemesi ve tepe üzerine Şahmeranın heykeli yapıldığı taktirde Iğdır’ın en önemli tarihi, turistik ve mesire alanlarından biri olacaktır. Tepe üzerinde yapılması planlanan sosyal tesisler sayesinde yakında açılacak olan sınır kapılarıyla birlikte ülkemize gelen yabancı turistler içinde önemli bir cazibe merkezi haline gelecektir.


 

      BALAHANA: Iğdır yöresine ait bu yöresel evler halk tarafından Balahana olarak adlandırılmaktadır, bu ev türlerine ayrıca Tebriz Nahçivan Maku, Erivan Kars Ardahan bölgelerindede rastlamanız mümkündür. Günümüz türkçesinde dubleks anlamına gelen bu evler babanın oğul evlendirmesiyle mevcut evin üst katına bir kat daha eklenmesiyle oluşmaktadır.



KOÇ BAŞLI MEZARLAR :Hemen hemen Iğdır Ovası''ndaki bütün eski mezarlıklarda bulunan koç başlı mezarlar, Karakoyunlu-lar döneminden kalmadır. Bu mezar taşları yiğit ve kahraman kişiler ile genç yaşta ölen delikanlıların mezarlarına dikilirdi. ığdır mezarlıklarında gördüğümüz bu tarihi mezar taşları ayrıca karakoyunlu melekli taşburun dize cennetabat yaycı küllük hakmehmet kuzeyden kasımcan oba alikamerli amarat necefali kadıkışlak Akyumak gibi küylerimizin yanısıra nahçivan ve tebriz bölgelerinde rastlamak mümkündür.



 
                             DİNAZOR TEPESİ (URUSUN BUCAĞI)
 
Melekli Beldesinde bulunan bu ilginç kalıntı yöre halkınca urus’un bucağı yada dinazor tepe ismiyle anılan mevkide bulunmaktadır. Yöre halkı tarafından kaya dinazorla ilgili bir çok efsaneler anlatılmaktadır. Söylenceye göre urus’ un bucağı mevkide APATOSAURUS türünden bir dinazor yaşarmış ve yörede yaşayan insanlar buna kısacası urus dermiş. urus un bucağı mevkisi isminide bu dinazorun uzantısından almış, dinazor otçul ve zararsız ve yöre halkı tarafından çok sevilirmiş, Ağrı Dağının patlaması sonucu Apatosauruspüsküren lavlar altında kalarak taşlaşarak fosil haline gelmiş. Günümüzde aynı mevkide apatosaurus soyundan geldiğine inanılan iri kertenkele türleride mevcuttur. Taş dinazor etrafında bozulmamış doğal manzarasının yanı sıra çevre düzenlemesi yapıldığı taktirde ığdırın en önemli turizm cazibe merkezi haline gelecektir.
 
Apatosaurus (anlamı: aldatıcı kertenkele) Jura döneminin sonunda, yani günümüzden 140 milyon yılı aşkın süre önce yaşadığı söylenmektedir otçul dev boyutlu dinazor türü.
 
Dinazorlarla ilgili pek çok filmde ve kitapta kullanıldığı adıyla Brontosaurus da denen bu dev boyutlu dinazora, paleontoloji uzmanları, Apatosaurus adını vermişlerdir.
 




-NUHUN GEMİSİ:
Büyük Tufan’ın ardından Nuh’un gemisinin oturduğu rivayet edilen Ağrı Dağı korhan yaylasına Greenpeace tarafından   inşa edilen daha sonra ığdır valiliği tarafından ığdır anıt müze bahçesine taşınan gemi ığdırda görmeye değer yerler arasındadır. NUHUN TÜRBESİ: Iğdır suveren yokuşu Erhacı kırmızı tepe yakınlarında bulunan ve yöre halkı tarafından tufandan sonra Hz. Nuh’un üzerinde ilk namaz kıldığı taş olarak bilinen bu kalıntı üzerine ığdır valiliği tarafından Hz. Nuh adına bir türbe inşaası düşünülmektedir. Proje gerçekleştiği anda ığdır inanç turizmi açısından bölenin en önemli cazibe merkezi haline gelecektir.  İREM BAHÇESİ: kutsal kitaplarda belirtildiğine göre adem ile havvanın birlikte yaşadığı irem bahçesi ağrı dağının kuzeyinde aras ırmağı vadisinde bir yerdedir. Bu rivayetlerden yola çıkarak ığdır valiliği ve belediyesince hakveyis mahalesinde bulunan botanik göl etrafında sembolik olarak irem bahçesinin inşaası başlatılmış olup projenin @ tamamlanmış ve mali yetersizlikten dolayı bekletilmektedir .    MÖ. Ortadoğu tarihinin en geleneksel kaynağı olarak kabul edilen ve Musa tarafından yazıldığı ileri sürülen Eski Ahid’in (Tevrat) beş kitabından ilki olan Tekvin’de Ararat ilk kez şöyle geçmektedir: “Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde Ararat Dağları üzerine oturdu” (8. Bap 4. Ayet). Ağrı Dağı’na Ararat denmesi de, Tevrat’ta geçen Ararat Dağları’nın Ağrı Dağı ile aynı sayılmasından kaynaklanmıştır.

 


 
-   MELEKLİ AÇIK HAVA MÜZESİ:   Arkeologların yaptıkları kazılar sonucunda ortaya çıkarılan buluntuların ve kapalı mekanlarda sergilenmesi mümkün olmayan yapıt ve kalıntıların açık alanda sergilenmesidir. Örneğin Karakoyunlu açık hava müzesi.. melekli ve çevresindeki özelikle eski mezarlıklarda bulunan koçbaşlı ve diğer mezar taşları melekli asfalt üstünde bulunan mezarlığın bir köşesinde koruma altına alınarak hem tarimiz korunarak hemde müze haline getirilerek ığdır turizmine kazandırılabilir, konuyla ilgili tespit çalışmalarını ığdır Akud ekibi 2006 tarihinde yapmıştır bilgi alınması mümkündür.



     
 
   MELEKLİ ŞAHMARAN TEPESİ:   Iğdır merkeze 5 km uzaklıkta iran, nahçivan, ermenistan, yolu üzerinde sol tarafta bulunan bu tepe tarihi açıdan oldukça önem arzetmektedir, ayrıca tepenin altında uçsuz bir mağara bulunmaktadır. efsanelere göre yılanların şahı ŞAHMARAN’ ın yöre halkından olan atebyle yaşadığı aşk bu tepede geçmiştir, şahmaranın yaşadığına inanılan tepe altındaki mağara 2002 yılında yüzeysel olarak üstü kapatılarak doldurulmuştur. melekli belediyesi tarafından çevre düzenlemesi yapılarak bu tepe üzerine şahmaranın heykeli yapıldığı taktirde ığdırın en önemli tarihi mekanlarından biri olacak ve asyanın önemli cazibe merkezlerinden biri konumuna gelecektir.
 TAŞBURUN KERBELAYİ İSMAİL ANITI VE AÇIK HAVA MÜZESİ:     

Karakoyunlu ilçesi Taşburun Nahiyesinde bulunan bu yapıt yakın zamanda Azerbaycan konsolosluğu tarafından, yaptığı kahramanlıklarla tarih sayfalarında adından söz ettiren Kerbelayi İsmail adıyla tanınmış ünlü halk kahramanının mezarı üzerine yapılmıştır. Anıt Iğdır il merkezine 20 km uzaklıkta olup bölge tarihi açısından önemli bir statüye sahiptir.

 
 
IĞDIR BÖLGENİN TİCARET TURİZM VE DİNLENCE MERKEZİ OLUYOR:
dinlenmek, eğlenmek, görmek ve tanımak gibi amaçlarla yapılan geziler ve bir ülkeye veya bir bölgeye gezmen çekmek için alınan ekonomik, kültürel, eğlence ve dinlence amaçlı kurulmuş sosyal tesisler ve teknik önlemlerle, yapılan çalışmaların tümüdür. Turistik gezi, insanların sadece bir yerden bir yere gitmesi değil kültürel, ekonomik ve
toplumsal olarak da iletişim içinde olmalarıdır. Turizm sayesinde insanlar hem diğer ülkelerin güzelliklerini görmüş bilgi edinmiş olurlar hemde gittikleri ülkeye gördükleri yerler karşılığından para kazandırırlar. Yani turizm ziyaret edilen ülkenin ekonomisine de büyük katkı sağlar   
 
 
      İlimiz bir sınır kenti, üstelikte yanlış bilinmiyorsa dünyada sadece üç ülkeye sınırı yani üç devlete giriş-çıkış kapısı olan tek il. Sanayi pek yok, Tarım idare eder ve etmez arasında hayvancılık ise halk tabiri ile bitmiş durumda. Hal böyle olunca vatandaşın gözü ister istemez sınır kapılarında. Hatta Son zamanlarda sınır kapılarının açılması söz konusu olunca ığdırda bir takım gelişmeler yaşandı, sınır kapıları ve ilimizde kurulması planlanan serbest bölgenin konuşulmasıyla birlikte birçok ünlü marka ve gros marketlerin ığdıra gelmesine sebep olmuş ve markalar arasında yapılan fiyat ve kalite rekabeti ığdırı bölgenin alışveriş anlamında hem en ucuz şehri hemde   cazibe merkezi haline getirmiştir.
Bu şehir artık gözünü turizm sektörüne dikmiş durumda . İster inanç turizmi, ister kültür turizmi, ister dağ ve doğa sporları turizmi olsun; dünyada ki pek çok ülke ve şehir gibi bu sektörden para kazanmak hedeflenmeli. Herkes şehrin stratejik konumundan güzelliğinden, özelliğinden bahsediyor, ancak bunların para edeceği kimsenin aklına gelmiyordu, son yıllar ığdır valiliğince düzenlenen ağrıdağı korhan yaylası şenlikleri, ığdır kar şenlikleri, nevruz şenlikleri, ığdır nahçivan dostluk ve dayanışma festivali, herkes için spor şenlikleri, kayısı festivali, 30 ağustos ağrı dağı zafer tırmanışı gibi etkinlikler sayesinde gerek iran, azerbaycan vatandaşları gerekse çevre illerde yaşayan vatandaşların ığdıra gelmesiyle ığdırın tanıtılmasına katkı sağlamış ve ilimizde gözle görülür derecede bir haraketlilik gözlenmiştir. Iğdır ülkemizin en uç noktasında olmasına rağmen bölgede en çok (Nahçivan ve İran) turist girdisi olan iller arasında, fakat konum itibariyle (Erivan Tiflis Nahçivan Bakü Tahran Tebriz) gibi bir çok başkent ve metropol şehirin geçiş noktası ve merkezinde bulunan ığdır artık bu konumunu iyi değerlendirmeli hem bu şehirlerin turizm pazarlamasını ığdır üzerinden yapmalı hemde bölgenin turizm ticaret ve dinlence merkezi haline getirilmeli. Bilindiği gibi ülkemize en çok gelen yabancıların başında iranlı turisler gelmektedir, yıllık irandan ülkemize gezmek ve eğlenmek için gelen turist sayısı resmi rakamlara göre 1 buçuk milyon, bu sayının yılda 300 binini ığdıra çekmeyi başarırsak bu rakamın ığdır kasasına bırakacağı döviz en az 100 milyon dolardır. Bunun gerçekleşmesi içinde ığdırdaki bir takım eksiklikleri tamamlamalıyız, mesela bulakbaşı mesire alanında hakveyis botanik gölde bir takım düzenlemeler yapmalı ve ığdırda yapılması düşünülen nuhun bağı ve türbesi inanç turizmi açısından oldukça önemli bir proje olmakla birlikte ilimizde yapılan festival ve şenliklerin sayısı artırılmalı ayrıca yapılan organizasyonlarda İran ve Azerbaycanın resmi tatil günleride dikkate alınarak aynı günlere denk getirilmeli. Ayrıca turizme yönelik park bahçe orta refüj düzenlemeleri, şehrin gece ışıklandırmaları ve reklam panolarıyla dinlence ve mesire yerlerinin tanıtılması, olimpik yüzme havuzları ve doğa sporları merkezlerinin kurulması gibi bir takım çalışmalarda ığdırın 2010-2015 yılı turizm rotası içine alınmalı. Turizme yönelik çalışmalar tamamlandığında görülecektir ki kendiliğinden tüm kapılar açılmış, oteller içinde bulundukları durumdan kurtulmuş ve ticaret canlanarak başka sektörleri de tetiklemiş olacaktır.
 
kasımtığ tepesi
1-    NUHUN GEMİSİ: Büyük Tufan’ın ardından Nuh’un gemisinin oturduğu rivayet edilen Ağrı Dağı korhan yaylasına Greenpeace tarafından   inşa edilen daha sonra ığdır valiliği tarafından ığdır anıt müze bahçesine taşınan gemi ığdırda görmeye değer yerler arasındadır. NUHUN TÜRBESİ: Iğdır suveren yokuşu Erhacı kırmızı tepe yakınlarında bulunan ve yöre halkı tarafından tufandan sonra Hz. Nuh’un üzerinde ilk namaz kıldığı taş olarak bilinen bu kalıntı üzerine ığdır valiliği tarafından Hz. Nuh adına bir türbe inşaası düşünülmektedir. Proje gerçekleştiği anda ığdır inanç turizmi açısından bölenin en önemli cazibe merkezi haline gelecektir.   İREM BAHÇESİ:kutsal kitaplarda belirtildiğine göre adem ile havvanın birlikte yaşadığı irem bahçesi ağrı dağının kuzeyinde aras ırmağı vadisinde bir yerdedir. Bu rivayetlerden yola çıkarak melekli kasabasında sembolik bir irem bahçesi yapılabilir.    MÖ. Ortadoğu tarihinin en geleneksel kaynağı olarak kabul edilen ve Musa tarafından yazıldığı ileri sürülen Eski Ahid’in (Tevrat) beş kitabından ilki olan Tekvin’de Ararat ilk kez şöyle geçmektedir: “Ve gemi yedinci ayda, ayın on yedinci gününde Ararat Dağları üzerine oturdu” (8. Bap 4. Ayet). Ağrı Dağı’na Ararat denmesi de, Tevrat’ta geçen Ararat Dağları’nın Ağrı Dağı ile aynı sayılmasından kaynaklanmıştır.
TURİZM YÖNÜYLE IĞDIR
Bir çok uygarlığın izlerini bünyesinde barındıran Iğdır , tarihi ve kültürel değerlerin yanısıra bozulmamış doğal kokusu, avrupanın ve Türkiyenin en yüksek dağı olan ve tüm dünya dinlerinin anası olarak adlandırılan Ağrı Dağı, Nuhun Gemisi, Korhan Kalesi, Korhan Yaylası, Kara Kilise, Korhan Meteor Çukurları, Korhan Yaylası Açık Hava Müze alanları, Zerdüşt Tapınma Merkezleri, Bulakbaşı Ahura Mazda Suyu, Ahura Buzulu, Cehenem Vadisi, kutsal kitaplarda adı geçen adem ile havvanın yaşadığı İrem Bahçesi, Eski Kaya Mezarlıklar, Süreyya Çeşmesi, Hakmehmet Beraderi Şemsi Tebrizi Türbesi, Karakoyunlu Babek Mağarası, Gökçeli Şehit Ağacı, Karakoyunlu Açık Hava Müzesi, Tuz Mağaraları, Tuzluca Mesire Yerleri ve doğal güzellikleri, Aras vadisi kuş zenginlikleri, Pamuk Dağı Kayak Merkezi, Melekli Kültepe, Türkiye’ nin en yüksek anıtı olan Iğdır Anıt ve Müzesi, Tarihi Ejder kervansarayı, Kümbetler, Tarihi Koçbaşı Mezar Taşları ve dünyada eşi benzeri olmayan üç ülkeye sınır olma gibi özellikleri ile son yıllar ülkemiz ve dünya turizmi açısından kendisine önemli yer edinmiştir.                        Ayrıca güneşin ülkemize ilk doğduğu yer olarak bilinen ığdır; Güneşin Doğduğu Kent, Nuhun Arka Bahçesi, Festivaller Şehri, Nuh’un şehri, Tarihin Tanığı, Doğunun Çukur 0vası, Sürmeli Vadisi, Asyanın Kapısı, Kafkasyanın merkezi, Medeniyetler Beşiği gibi farklı isimlerle anılmaktadır.

melekli76.tr.gg